Konaklama İşletmeleri ve Çevre İlişkisi

1. Konaklama İşletmeleri ve Çevre İlişkisi

Günümüzde turizm endüstrisi birçok ülkenin önemli gelir kaynaklarından biri haline gelmiştir. Özellikle konaklama endüstrisi gelir ve istihdam olanaklarını önemli ölçülerde artırdığı için ülkeler bu sektörü canlandırmak ve canlı tutabilmek için önemli oranlarda harcamalar yapmaktadırlar. Ülkelerin bu tutumları konaklama endüstrisinin gelişmesine hız kazandırırken beraberinde yeni problemleri de getirmiştir. Hızla çoğalan konaklama işletmeleri, işletme faaliyetlerinden dolayı doğal ve yapay kaynakları yüksek düzeyde kullanan ve çevreye ciddi zararlar verebilen endüstrilerden biridir. Günümüzde küresel düzeyde hissedilen bu çevresel tahribatlar özellikle doğal ve yapay çevre ile birlikte turizmin geleceğini de tehlikeye attığı için “Sürdürülebilir Turizm” kavramı ortaya atılmıştır.

Konaklama işletmesi yatırımı yapılan bölgelerde, yatırımların bölgenin doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin korunmasını sağlayabilecek şekilde planlanamaması, yatırıma konu olabilecek tesis sayılarına göre alt yapı planlarının yetersiz kalması, çevre koruma planlarının yetersiz olması ve ekonomik fizibilitenin sürdürülebilir olmaması gibi sebepler nedeniyle, turizm tesisi yatırımları ile çevre arasında olumsuz bir ilişkinin gelişmesine neden olmuştur https://www.tursab.org.tr/ (erişim tarihi: 17.06.2020). Bu noktada konaklama tesisleri tarafından kuruluş aşamasından itibaren hayata geçirilmesi gerekli her aşamadaki çevre politikalarının temelini, çevreye henüz zarar vermeden gelecekteki olası üretim faaliyetlerini de hesaplayarak çevrenin korunması oluşturmaktadır (Dolmacı ve Bulgan, 2013: 4858).
Konaklama tesisleri ürün ve hizmet üretimi sürecinde doğal çevreden kullandıkları farklı kaynaklara karşılık olarak, doğal çevreye karşı madde ve enerji akışı olultururlar, bu akım doğal çevredeki diğer aktivitelerin etkileriyle bütünleşerek çevresel tahribatı hızlandırmaktadır. Bu tahribat süreci doğal kaynakların miktar ve niteliğini olumsuz şekilde etkileyerek Şekil 1’de gösterildiği gibi hizmet sunumunda standart düşüklüğüne ve bu nedenle çevre üzerindeki baskıda artışa neden olmaktadır (Kahraman ve Türkay, 2014: 145).