Dilbilgisi Önce seçeneklere bakın ve eğer seçenekler kısa ise tümcede eksik olan bölümün ne olduğunu görün. Seçenekler uzun ise zaman kaybetmeyin. Soru tümcesini okuyun



Download 3.22 Mb.
Page9/28
Date06.08.2017
Size3.22 Mb.
#27923
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   28




33.-42. sorularda, verilen İngilizce cümlenin Türkçe dengini bulunuz.




33.

As regards the high inflation in the country, no government has yet found an effective solution.




A)

Hükümet, ülkedeki yüksek enflasyonu düşürmek için bir çözüm yolu bulamadı. 

B)

Ülkede yüksek enflasyon olduğu için hükümet henüz kesin bir çözüm bulmuş değil. 

C)

Ülkedeki yüksek enflasyonla ilgili olarak, henüz hiç bir hükümet etkili bir çözüm bulamadı. 

D)

Hiçbir hükümet, ülkedeki yüksek enflasyonu göz önüne alarak gerekli çözümleri öneremedi. 

E)

Ülkedeki yüksek enflasyon nedeniyle, hükümet henüz köklü bir çözüm bulamadı.




34.

A colleague of ours, who has recently been appointed permanent representative to the Netherlands, has unfortunately developed lung cancer.




A)

Hollanda'da temsilcimiz olarak yıllardan beri çalışmış bir meslekdaşımızda maalesef akciğer kanseri görüldü. 

B)

Hollanda'da ticari temsilcilik yapmakta olan bir arkadaşımızda ne yazık ki akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı. 

C)

Maalesef, akciğer kanserine yakalanmış olan bir arkadaşımız, daimi temsilci olarak Hollanda'ya gönderildi. 

D)

Daimi temsilci olarak geçenlerde Hollanda'ya atanan bir meslekdaşımız, maalesef akciğer kanserine yakalanmış. 

E)

Baş temsilcimiz olarak geçenlerde Hollanda'ya yeniden atanan meslekdaşımıza maalesef akciğer kanseri teşhisi konmuş.




35.

From the reading of her book, it is clear that Professor Jane Scott has a lot more to say on this subject.




A)

Kitabını okuyunca, bu konu ile ilgili olarak Profesör Jane Scott'ın söyleyeceklerinin çok daha fazla olduğu anlaşılıyor. 

B)

Profesör Jane Scott'ın konu hakkında söylediklerinin çoğu, kitabı okununca anlaşılıyor. 

C)

Profesör Jane Scott'un kitabını okuyunca, bu konu ile ilgili olarak ne kadar çok şey söylediği anlaşılıyor. 

D)

Bu konu ile ilgili olarak Profesör Jane Scott'ın söylediklerinin pek çoğu kitabından okunabilir. 

E)

Bu konu ile ilgili kitabını okuyunca, Profesör Jane Scott'ın pek çok şey söylediği anlaşılıyor.




36.

The advisory committee on housing has recommended that the low-income families should be given priority.




A)

İskandan sorumlu karma kurul geliri yetersiz ailelere öncelikle yardım edilmesini önerdi. 

B)

İskan ile ilgili olarak, yönetim kurulu, düşük gelirli ailelerin öncelikle yerleştirilmesini önermiştir. 

C)

İskan ile ilgili danışma kurulu, düşük gelirli ailelere öncelik verilmesi tavsiyesinde bulunmuştur. 

D)

Gelir düzeyi düşük olan ailelerin öncelikle yerleştirilmesini iskan ile ilgili kurul karara bağladı. 

E)

Düşük gelirli ailelere öncelik verilmesi, iskan ile ilgili danışma kurulunda tartışma konusu olmuştur.




37.

Whatever measures the Ministry may have taken against smuggling, it is essential that the public should also be enlightened about the matter.




A)

Yolsuzluklara karşı hangi tedbirlerin alınması gerektiği hususunda Bakanlık kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. 

B)

Silah kaçakçılığına karşı alınan tedbirlere ek olarak Bakanlık kamuoyunu da aydınlatmak için konu üzerinde duruyor. 

C)

Yolsuzlukları önlemek için bakanlığın aldığı bir dizi tedbire ek olarak konu hakkında kamuoyu da aydınlatılıyor. 

D)

Rüşvete karşı ne gibi tedbirler alınması gerektiği hususunda bakanlık kamuoyuna açıklamalar yapmayı uygun görüyor. 

E)

Kaçakçılığa karşı bakanlık hangi tedbirleri almış olursa olsun, konu hakkında kamuoyunun da aydınlatılması şart.




38.

If he knew what the board had decided as regards his promotion, he would be terribly disappointed.




A)

Naklen tayini hakkında kurulun nasıl bir karar verdiğini bilse, büyük üzüntü duyardı. 

B)

Tayini için kurulun verdiği kararı bilseydi derhal istifa ederdi. 

C)

Kendi durumu ile ilgili olarak kurulun kararının ne olduğunu bilmiş olsaydı, tayin edilmeyi kesinlikle istemezdi. 

D)

Terfisi ile ilgili olarak kurulun neye karar verdiğini bilse, tam bir düş kırıklığına uğrardı. 

E)

Başarısızlığı nedeniyle hakkında kurulun ne tür bir karar vereceğini bilseydi, son derece sinirlenirdi.




39.

I firmly believe that we must put into effect some urgent plans in order to increase productivity.




A)

Üretimi artıracak çeşitli planlar geliştirmemiz gerektiği görüşüne tamamen katılıyorum. 

B)

Verimliliği artırmak için bazı acil planları yürürlüğe koymamız gerektiğine kuvvetle inanıyorum. 

C)

Üretimi geliştirmek amacıyla yapılan planları uygulamaya koymak zorunda olduğumuz kanısındayım. 

D)

Verimliliğin arttırılması bakımından bazı önemli planlar geliştirmemiz gerektiği düşüncesindeyim. 

E)

Verimlilik düzeyini geliştirmemiz için bazı kapsamlı planlar üzerinde durmamız gerektiği inancındayım.




40.

Turkey's membership of the European Community will be of vital importance for the development of our international economic relations.




A)

Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üyeliği, uluslararası ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi bakımından hayati bir önem taşıyacakır. 

B)

Uluslararası ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi için Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üye olması son derece önemli görülmektedir. 

C)

Türkiye'nin uluslararası ekonomik ilişkilerinin artması, Avrupa Topluluğu'na üyelik için büyük önem taşımaktadır. 

D)

Uluslararası ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi sonucu Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üye olması daha da çok önem kazanmıştır. 

E)

Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üyeliğinden sonra uluslararası ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi çok büyük önem taşıyacaktır.




41.

Propose what they may, we are not going to accept their views on this issue.




A)

Bu konuda ne gibi öneriler ileri sürecekleri hususunda herhangi bir görüşümüz bulunmamakta. 

B)

İstedikleri önerileri yapsınlar, bu sorunla ilgili görüşlerini kimseye kabul ettiremeyecekler. 

C)

Ne önerirlerse önersinler, bu konudaki görüşlerini kabul etmeyeceğiz. 

D)

Ne gibi öneriler getirecekleri belli değilse de onların bu konuya bakış açılarını kabul edemeyiz. 

E)

Her ne önerdilerse, bu konu ile ilgili olarak hiç birini kabul etmedik.




42.

Owing to an unexpected delay in the delivery of the mail, his application did not reach us in time.




A)

Postanın dağılmasındaki beklenmeyen gecikme nedeniyle, başvurusu bize zamanında ulaşmadı. 

B)

Mektupların dağıtılması gecikince, bize yaptığı başvuru saatinde ulaşamadı. 

C)

Postadaki beklenmeyen gecikme yüzünden başvurusunu zamanında bize gönderemedi. 

D)

Başvurusunun bize zamanında ulaşmamasının nedeni, postanın dağıtımında meydana gelen gecikmeydi. 

E)

Postanın hiç tahmin edilmeyen gecikmesi, onun başvurusunun bize çabuk ulaşamamasına yol açtı.




43.-52. sorularda, verilen Türkçe cümlenin İngilizce dengini bulunuz.




43.

Faiz oranlarının biraz düşmesine rağmen, müşterilerimizin sayısı artmaya devam ediyor.




A)

Even though the number of clients is still going up the interest rates continue to fall slightly. 

B)

Since the interest rates are going down one cannot expect an increase in the number of clients. 

C)

Even though the interest rates have gone down slightly, the number of our clients continues to increase. 

D)

Unless the interest rates go up a little we cannot expect an increase in the number of our clients. 

E)

Despite a slight fall in the number of our clients we have managed to keep up the interest rates.




44.

Kasa üzerinde onun parmak izlerini bulamadığımız sürece, onun masum olduğunu kabul etmek zorundayız.




A)

If his fingerprints are not to be found on the safe we shall have to accept his innocence. 

B)

So long as we can't find his fingerprints on the safe, we have to accept that he is innocent. 

C)

Should his fingerprints be found on the safe then we will be obliged to admit that he is guilty. 

D)

Unless his fingerprints are found on the safe he can never be accused of being guilty. 

E)

Of course he is not guilty, for no trace of his fingerprints has ever been found on the safe.




45.

Onunla ne zaman karşılaşsam hep konut sorununu ortaya koyuyor.




A)

The housing problem is so serious that he no longer mentions it at the meeting. 

B)

The housing problem is a topic he usually avoids when we meet. 

C)

Whenever the problem of housing comes up at our meetings, we take different sides. 

D)

Every time we meet a problem, it always seems to be related to housing. 

E)

Whenever I meet him he always brings up the problem of housing.




46.

Bildiğim kadarıyla, valiler toplantısı süresiz olarak ertelendi.




A)

It is not yet definite whether or not the governors' meeting will be cancelled. 

B)

As far as I know the meeting of the governors has been postponed indefinitely. 

C)

I know the governors have been notified that their meeting will take place at a later date. 

D)

In my opinion a meeting of the governors should be called immediately. 

E)

I assume the governors have already been informed that the meeting is to be put off




47.

Deprem bölgesinde bir salgını önlemek için derhal acil tedbirler alınmalıdır.




A)

An epidemic has broken out in the earthquake area so we must take measures right away to prevent its spread. 

B)

Various measures to overcome the epidemic in the earthquake area have already been taken. 

C)

Urgent measures must be taken immediately to prevent an epidemic in the earthquake area. 

D)

The earthquake area has been hit by an epidemic in spite of the measures urgently taken. 

E)

Unless the epidemic following the earthquake in the area dies down, urgent measures will be called for.




48.

Ülkemizin su kaynaklarından enerji ve sulama amacı ile tam olarak yararlanmak için birkaç uzun vadeli proje hazırlanıyor.




A)

With the projects under preparation some of the country's water resources will produce long-term benefits in the fields of energy production and irrigation. 

B)

The projects concerning the water resources of the country will in the long run be implemented for irrigation and energy. 

C)

Several of the long-term projects now under consideration are concerned with using the country's water resources for energy and irrigation purposes. 

D)

Several long-term projects to make full-use of the country's water resources for purposes of energy and irrigation are under preparation. 

E)

In the preparation of these long-term projects the country's needs, such as energy and irrigation, should be given priority.




49.

Bakanlığa girmene izin verilmeden önce kimlik kartını göstermeni isteyecekler.




A)

They'll ask you to show your identity card before you are allowed to enter the ministry. 

B)

You can only enter the ministry if you have an identity card with you. 

C)

You will be required to carry an identity card if you start work at the ministry. 

D)

Everyone is required to show you an identity card on entering the ministry. 

E)

You will have to wear an identity card if you are working at the ministry.




50.

İki liderin zirve toplantısı, insanlığa büyük yarar sağlayacak bir antlaşmanın imzalanması ile son buldu.




A)

Two of the leaders at the summit meeting have agreed to sign a treaty that will improve their relations. 

B)

Finally the two leaders agreed to a summit meeting which will be to the benefit of mankind. 

C)

The agreement signed by the two leaders at the summit meeting will certainly contribute to the prosperity of the people. 

D)

The summit meeting of the two leaders ended with the signing of an agreement that will be of great benefit to mankind. 

E)

At the end of the summit meeting two of the leaders decided to sign an agreement that would be beneficial to both nations.

Download 3.22 Mb.

Share with your friends:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   28




The database is protected by copyright ©ininet.org 2024
send message

    Main page